-
1 nefsine uymak
to yield to flesh, to sin -
2 nefis
I выпад. -fsi1) самyalnız nefsini düşünmek — ду́мать то́лько о себе́
nefsine hakim olmak — владе́ть собо́й
nefse itimat — самоуве́ренность; самонаде́янность
nefsine uymak — быть в плену́ свои́х жела́ний
nefsine yedirmemek — счита́ть ни́же своего́ досто́инства
nefsine yedirmek — стерпе́ть, проглоти́ть (обиду и т. п.)
2) есте́ственные потре́бности челове́ка (принимать пищу, пить и т. п.)nefis körletmek — замори́ть червячка́
••II1) прекра́сный; превосхо́дный2) изы́сканный, изя́щный -
3 nefis
nefis1 < nefsi> selbst; Selbst n, Ich n; die natürlichen Bedürfnisse n/pl (Essen usw);nefis mücadelesi Selbsterhaltungstrieb m;nefsine düşkün selbstsüchtig; rücksichtslos;nefsine uymak seinen Wünschen ( oder Trieben) nachgeben;-i nefsine yedirememek sich nicht abfinden können mit;nefsini körletmek eine Kleinigkeit essennefis2 [iː] wunderbar, herrlich; köstlich
См. также в других словарях:
nefsine uymak — bedenin isteklerine uymak, günah işlemek Nefsine uyanların, zevkten başka bir şey tanımayanların, hayvanlardan ne farkı var? Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefis — 1. sf., Ar. nefīs Pek hoş, istek uyandıran, çok güzel Akşamları soğuk yemekler yiyorum ama nefis şeylerdi. R. H. Karay 2. is., fsi, Ar. nefs 1) Öz varlık, kişilik Çoğunu kendi nefsini kurtarmak için öldürmüştü. Ö. Seyfettin 2) İnsanın yeme içme… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şeytan aldatmak — 1) bazı davranışlarda iradeli, güçlü davranamamak, nefsine uymak 2) uyku hâlindeyken meni boşalmak, düş azmak O gecenin sabahı şeytanın aldattığı vücudunu soğuk suda temizlerdi. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük